ForuM LaGaLuGa
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ForuM LaGaLuGa

Forum Laga luga Müzik, Eğlence,Oyun Hepsi Burada!
 
AnasayfaPortalGaleriAramaLatest imagesKayıt Olhttp://lagaluga.all-forum.net/chatradyo-h1.htmlSitemizden Oyun OynaGiriş yap

 

 Atatürk'ün Tabutunun Açıldığı Gün

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
HeLL_LeaDeR
Süper Moderetör
Süper Moderetör
HeLL_LeaDeR


Mesaj Sayısı : 175
Kayıt tarihi : 15/01/08
Yaş : 34
Nerden : ℓüℓєвυяgαz

Atatürk'ün Tabutunun Açıldığı Gün Empty
MesajKonu: Atatürk'ün Tabutunun Açıldığı Gün   Atatürk'ün Tabutunun Açıldığı Gün Icon_minitimePtsi Ocak 21, 2008 6:13 pm

Atatürk'ün Tabutunun Açıldığı Gün Atatrkan9
Kefen sıyrıldı ve...
Özel solüsyonla ıslatılmış pamuk kitlesi kaldırılınca Ata'nın yüzü
ortaya çıktı. Derisi kahverengi bir hal almış, ama hatları
bozulmamıştı.Sanki uyuyordu...(9 Kasım1953)
8 Kasım 1953 Pazar gecesi saat 23.00′da Prof. Dr. Kamile Şevki
Mutlu'nun ev telefonu çaldı. Prof. Mutlu, Ankara Tıp Fakültesi
Histoloji ve Ambriyoloji Kürsüsü Başkanı'ydı.Patalogdu. Arayan
iseAnkara Valisi Kemal Aygün'dü...Aygün, "Hocam" dedi, "10 Kasım günü
Atamızın naşını Anıtkabir'e taşıyacağız. Bunun için bir komite kurduk.
Naşı geleneklere uygun olarak toprağa defnedeceğiz. Ancak bozulmadan
korunduğunu belgelemek için muayene etmenizi rica ediyoruz."Prof. Mutlu
önce reddetti. Mutlu, o sırada 40 derece ateşle yatıyordu.

Hastalığını gerekçe göstererek bu görevi bir başka meslektaşının
yapmasını rica etti.Ancak Vali Aygün ısrarcıydı: "Ben sizi sarar
sarmalar götürürüm, bu tarihi bir görev" dedi. Mutlu kabul etti ve 9
Kasım sabahı Etnografya Müzesi'ne gitti. Başbakan Adnan Menderes
oradaydı.
Meclis Başkanı Refik Koraltan ve eski başkan Abdülhalik Renda
da...Mutlu, görevden affını istemekle ne büyük hata ettiğini o zaman
anladı.Gerçektentarihi bir tanıklıktı bu...
Ata'nın gül ağacından tabutu, 4 Kasım günü, geçici kabrinden çıkarılıp
müzenin holündeki mermer katafalka konulmuştu.Bir hafta boyunca sırayla
öğrenciler, subaylar ve generaller katafalk başında nöbet tutmuştu.
Nihayet tabutun açılma günü gelip de komite üyeleri
tamam olunca Prof. Kamile Mutlu "Başlayın" talimatını verdi. Bunun
üzerine tabutun vidaları söküldü. Tahta tabutun içinde madeni bir
sanduka bulunuyordu. Bu sandukada gaz birikmiş olma ihtimali
düşünülerek önce bir burgu ile delik açıldı. Gaz ya da koku
çıkmadı.Sanduka
talaş doluydu.Sandukanın içi, muhafaza solüsyonu ile ıslatılmış tahta talaşı doluydu.
Bu talaş, naaşın ayak yönüne doğru toplandı. Talaşın arasında, ağzı
kapalı ve içi sıvı dolu bir şişe bulundu. Bu,cesedi muhafaza için
kullanılan solüsyondan bir numuneydi. Üzerinde terkibi
yazılıydı.Ata'nın naaşı beyaz kefene sarılmış, sonra kahverengi bir
muşambayla kaplanmıştı.Sargıları açmaya başladılar. Herkes nefesini
tutmuştu. Çünkü, "Naaş çürüyüp bozulmuş, çıkan gazlar tabutu patlatmış,
nöbetçiler, kokudan bayılmış" diye bir sürü söylenti
geziniyordu. Ve 15yıl sonra ilk kez Ata'nın yüzünü göreceklerdi.Kefenin
sargıları aralanınca Prof. Kamile Şevki Mutlu, orada bulunanların
yardımıyla katafalka çıktı ve Atatürk'ün yüzüne baktı. Ata'nın derisi
kahverengi bir hal almış, ama yüz hatları bozulmamıştı. Menderes
sapsarı
olmuştu Prof. Mutlu, gördüğü tabloyu daha sonra şöyle anlatacaktı:"Yüzünü örten
ıslak pamuk kitlesi kaldırılınca Ata'nın heykel gibi duran yüzü ile
karşılaştım. Uzun sarı saçlarından ince bir tutam, sol göz kapağının
üzerine düşmüştü. Atatürk, Dolmabahçe Sarayı'ndaki yatağında uyuyor
gibiydi." Prof. Mutlu, kenarda bekleyen komite üyelerini tabutun başına
çağırdı. Onlar da tek tek tabutun içine baktılar.En başta Başbakan
Adnan Menderes vardı. Koyu renk takım elbisesi içindeki Menderes de
yanındakilerin yardımıyla katafalka çıktı,ürkek bir şekilde aşağı,
tabuta doğru baktı. O an ne olduğunu Prof. Kamile Mutlu'dan aktaralım:
"Menderes çok heyecanlandı.Rengi sapsarı oldu. Bir de baktım ki,
müzenin kapısına doğru gidiyor. Atatürk'ün yüzüne bakmadı. Tahmin
ediyorum, kendinde o kuvveti bulamadı. En sona Abdülhalik Renda
kalmıştı. O da Ata'yla karşı karşıya gelir gelmez tabutun yanına
yığılıverdi. Salondaki herkes Atatürk'ü tek tek gördükten sonra naaş,
tekrar solüsyonla ıslatıldı. Ata'nın başı pamuklarla örtüldü ve vücudu
beyaz kefenle sarıldı. Bu sırada bir komiser,orada görevli adli tıp
doçenti Dr. Cahit Özen'in yanına yaklaşıp avucunda taşıdığı bir kâğıdı
gösterdi ve şöyle dedi:"Bu kâğıdı,Atatürk'ün hemşiresi Makbule Hanım
gönderdi.Kefenin içine Atatürk'ün göğsü üstüne konmasını istiyor."Doç.
Özen, kâğıda bir göz attı. Eski Türkçe bir şeyler yazılıydı. "Böyle bir
kâğıdı Atatürk kabul etmez. Bize kızar, darılır" dedi.Komiser kâğıdı
katlayıp cebine koydu ve uzaklaştı. Bütün işlemler bittikten sonra
salonda bulunanlar naaşın iki yanından geçip hep bir ağızdan besmele
çektiler ve cesedi yeni tabuta yerleştirdiler. Bu tabut da 15 yıl
içinde yattığı büyük gül ağacı tabutun içine konuldu. Üzeri bayrakla
örtüldükten sonra kapağı kapatıldı. Ve 10 Kasım sabahı, Ata'nın naaşı
15 yıl önce onu Dolmabahçe'den Ankara'ya taşıyan top arabasına
yerleştirilip son durağı olacak Anıtkabir'e taşındı. Artık ebediyen
orada kalacaktı... Atatürk'ün tabutu, Menderes'in huzurunda
açılmıştı.Ata'nın 15 yıl Etnografya Müzesi'nde bekletilen naaşı,12
askerin omuzları üzerinde oradan alınmış ve 136 asteğmenin çektiği bir
top arabası ve matem marşı eşliğinde Anıtkabir'e taşınmıştı.Radyodan
naklen yayımlanan o görkemli tören, en az 15 yıl önceki kadar
hüzünlüdür.Ancak o törenden hemen önce yaşananlar, tarihçilerin pek
ilgisini
çekmemiştir. Bilindiği gibi, Anıtkabir yapılana dek, Atatürk'ün
naaşının korunabilmesi için "tahnit" denilen bir işlem yapılmıştı.
Gülhane Patolojik Anatomi profesörü Dr. Lütfi Aksu tarafından
gerçekleştirilen bu işlem sırasında naaşa, şırıngayla özel bir formül
enjekte edilmiş ve üzerine formüllerin yapıştırıldığı iki küçük ilaç
şişesi, Ata'nın koltuk altlarına yerleştirilmişti. Bu işlem sayesinde
Ata'nın naaşı da -diyelim bugün Lenin'in mozolesinde olduğu gibi -
öldüğü günkü haliyle korunabilirdi. Ancak İslam dini, ölünün defnini
şart koştuğundan,geçici tahnitin bozulması şarttı.Nakilden önce, bu
işlem için bir komite kuruldu. O komite,törenden bir gün önce, Başbakan
Adnan Menderes'in huzurunda Atatürk'ün tabutunun açılmasını
kararlaştırdı.Tabut açılınca tahnit bozulacak ve ceset çürümeye
başlayacaktı.Bir başka deyişle Atatürk'ün (mumyalanmış gibi) korunmuş
naaşını son görenler, o törene katılanlar olacaktı. Atatürk'le ilgili
belgesel çalışmaları sırasında o törene katılanların bir kısmıyla
konuşmuştuk.Bu yazıda yer alan bilgilerin bir kısmı o tanıklıklara,
önemli bir bölümü ise değerli Atatürk araştırmacısı Prof. Dr. Utkan
Kocatürk'ün, Prof.Dr. Kamile Şevki
Mutlu ile yaptığı sohbetten aktardıklarına dayanıyor. Ata'nın yarım
asır önceki son yolculuğu, sanırım bu ayrıntılarla daha da ilginç bir
boyut kazanıyor.

Atatürk'ü son görenler anlatıyor:
'Yüzünde iki günlük sakal vardı'
Osman Ersoy ve Halide İntepe, 10 Kasım 1953′te Etnografya Müzesi'nde
asistan olarak çalışıyorlardı. O yüzden 50 yıl önceki o töreni ve
tabutun içindeki Atatürk'ü son kez görme fırsatı buldular.
İzlenimlerini şöyle anlattılar:
* OSMAN ERSOY: "Sağlığında görmemiştim Atatürk'ü... Korkunç
heyecanlıydım. Biz çalışanlar, asistanlar, memurlar sıra ile katafalka
çıktık. Oldukça sararmış ve küçülmüş bir çehre... 1 - 2 günlük sakalı
vardı. Kaşları fevkalade iyi şekilde fark ediliyordu."
' Gözleri aralıktı'
* HALİDE İNTEPE: "Tabut kapanmadan en son gittim baktım.Başı yana doğru
eğikti.Yüzü hiç bozulmamıştı. Azıcık sakalları çıkmıştı.Hani insan
hasret giderek ölürse,gözleri aralık kalırmış ya, öyle aralıktı
gözleri... Ama bir ölü yüzü yoktu.Uyuyor gibiydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Atatürk'ün Tabutunun Açıldığı Gün
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ForuM LaGaLuGa :: Atatürk&Şehitler :: Atatürk-
Buraya geçin: